*
  Medyanın Rolü
 
 
Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı
 
 
Saldırıların İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük şehrinde rahatça yapılabilmesi, uluslararası
hedeflere yönelmesi, ikiz saldırlar halinde dört ayrı saldırının gerçekleştirilmesi ve bu
saldırılarda bir çok vatandaşın hayatını kaybetmesi gibi nedenlerden ötürü medya, olaylara
ve detaylarına olağanüstü bir ilgi göstermiştir. Bu ilgi, dünyanın her yerinde ve her afet
durumunda olduğu gibi, 15 & 20 Kasım saldırılarında da istenmeyen bazı durumların ortaya
çıkmasına neden olmuştur.
 Esasen, medya organları da, aynen arama kurtarma faaliyetlerine katılan veya tıbbi
müdahalede bulunan ekipler gibi, olayların bir parçası olarak düşünülmeli, hiçbir zaman
gelişmelerin dışında tutulmamalıdır. Medyanın görevi haber yapmak olduğundan, bunu bir
şekilde yapacağı muhakkaktır. Burada en uygun olanı, medyanın da sürekli olarak
bilgilendirilmesi yolu ile verimliliğin artırılması ve uyumun sağlanmasıdır. Bu işbirliğinin
gelişmelere bir çok fayda sağlayacağı unutulmamalıdır. Halkın sürekli bilgi alması ve bu yolla
devlet görevlilerinin olayların kontrolünü elinde bulundurduğunu bilmesi faydalı olacaktır.
Eğer resmi merciler gerekli açıklamaları yapmazlarsa, benzeri açıklamalar yetkisiz kişilerin
ağzından halka muhakkak ulaşacaktır.
 Bu raporda, 15 ve 20 Kasım’da meydana gelen terörist saldırıların ardından medya ile
yaşanan polemik ve olaylarda medyanın rolü konularına değinilmeden önce, ideal olarak
medyanın ve medya mensuplarının nasıl yönlendirilmesi gerektiğine ve medyaya verilecek
bilginin niteliği ve verilişşekline kısaca değinilecektir. Bu konuda daha geniş bilgi, İstanbul
Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Merkezi yayınlarından da temin edilebilir.
 
 Afet Yönetimi Basın Sözcüleri [ 15 ]
Afet yönetimi basın sözcüleri, meydana gelebilecek herhangi bir afette toplumun en
sağlıklı şekilde aydınlatılması için çalışır. Toplumun bilgilendirilmesi çalışmaları, tüm afet
yönetim fonksiyonları için hayati önem taşır.
 
 
Mevcut “Afetlere İlişkin AcilToplum bilgilendirmesinin en emin şekilde Yardım Teşkilatı ve yapılabilmesi için basın sözcüleri; medya
 
Planlama Esaslarına Dair ilişkileri, bilgi yayılması, yazılı ve sözlü iletişim ve toplum bilgilendirme planlaması hakkında Yönetmelik” çerçevesinde kurulması gerekli bilgileri öğrenmeli ve bu öğrendiklerini gereken “İl Acil Durum Merkezinin uygulama yaparak geliştirebilme imkanına Komuta Birimi”, bünyesinde bulundusahip olmalıdır. racağı medya ve afet yönetimi konusunda eğitimli bir “Basın Sözcüsü”
 Afet yönetimi basın sözcüsünün toplumu kanalı ile, basına ve dolayısıyla da
bilgilendirmek adına verdiği bilgiler; toplumu halka, doyurucu ve resmi bilgiler vermek
eğitmeli, uyarmalı, insan davranışını etkilemeli, zorundadır [ 16 ].
insanları eyleme çağırmalı, toplumda Devlet ve
olaya müdahil kurumlar hakkında olumlu imaj yaratmalıdır. Toplumun bilgilendirilmesi için
verilen bilgilerin amacının hayat kurtarma, eşya ve mülkleri koruma ve çevreye olan olumsuz
etkilerin en aza indirgenmesine yönelik olduğu unutulmamalıdır. Bu amaçlar doğrultusunda
bir afet sırasında basın sözcüsü afet hakkında son bilgileri, müdahale ve iyileştirme
kurumlarının yaptıkları etkinlikleri, acil konuları içeren uyarıları, barınak, yiyecek, su, tahliye
gibi bilgileri basın kanalı ile halka duyurmalıdır.
 
 Afet Yönetimi Basın Sözcüsü İçin Gerekli Bilgiler
Afet yönetimi basın sözcüsünün yedi temel alanda beceri sahibi olması
gereklidir. Bu becerilerin bazıları herhangi bir basın sözcüsünün sahip olması gerekenlerle
aynı, bazıları ise afet yönetimi basın sözcüsü için özeldir.
 
1. Toplum İlişkileri Becerileri
• Toplum içerisinde kimlerin bulunduğunu ve çalıştığını bilmeli, bu
şahısların ilgi alanları, merakları ve değerleri konusunda bilgi sahibi
olmalıdır.
• Her sınıftan insan ile iletişim kurabilmelidir.
 – Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 57
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
• Ortak menfaatler doğrultusunda toplumdaki kurumlar hakkında bilgi
sahibi olmalıdır.
• Vatandaşların idari yönetime müdahalesini yönlendirebilmelidir.
2. Medya İlişkileri Becerisi
• Medya çalışanları ile etkili bir çalışma arkadaşlığı içinde
bulunmalıdır.
• Medya ihtiyaçlarını ve işlemlerini yürütecek düzeyde olmalıdır.
• Basın açısından verilen süre limitlerine dikkat etmelidir.
• Medya ile iletişim hatlarının sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır.
3. Yazma becerileri oldukça gelişmiş, dilbilgisi kurallarına hakim olmalıdır.
4. Toplum önünde konuşma becerisi bulunan, ikna kabiliyeti yüksek, pratik zekaya
sahip olmalıdır.
5. İşitsel ve görsel sunum becerisi yüksek, sunum için kullanılan aletlerin
kullanımına hakim olmalıdır.
6. Acil Durum Yönetimi İçin Özel Geliştirilmiş Bilgi ve Beceriler
• Basın Sözcüsünün Acil Durum Yönetim Merkezi içindeki rolünü iyi
bilmelidir
• Acil Durum Planlaması konusunda bilgi sahibi olmalıdır
• Yeterli yardımı toplama yeteneğine sahip olmalıdır
7. Çok Yönlü Beceriler
• Maliyet konusunda bilinçli olmalıdır
• İdrak kabiliyeti bulunmalı ve çabuk kavramalıdır
4.2. Medya İle İlişkiler İçin Bazı Öneriler
Afet yönetimi basın sözcüsünün; topluma, medyaya, Devlet ve Devletin kurumlarına
karşı sorumluluğu vardır. Afet yönetimi basın sözcüsünün sorumlulukları içerisinde en önemli
olanı medyaya karşı sorumluluğudur. Çünkü medya olmadan basın sözcülüğü kavramı
anlamsızlaşır. Bu noktada, Devletin kurumları olay yerinde medyanın ihtiyaçlarını karşılamak
zorundadır. Basın sözcüsünün medya çalışanlarına olay yerine ne kadar yaklaşabilecekleri
konusunda bilgi vermesi gerekir. Tüm hikayeyi medya çalışanlarına izah etmeli, o anda neler
olduğunu belirten durum raporunu medya çalışanlarına iletmeli, uydu kamyonlarını nereye
park edebileceklerini söylemeli, en yakın telefon, yiyecek, konaklama ve en yakın benzin
istasyonunun nerede olduğu konusundaki bilgileri medya çalışanlarına verebilmelidir. Bu
noktada medyanın üzerine düşen sorumluluk da oldukça ağırdır. Medya toplumda paniği
azaltmaya yönelik yayınlar yapmalı, toplumu eyleme hazırlamalı, başına gelebilecek dertler
konusunda toplumu ikaz etmelidir. Devlet kurumlarını yaralayıcı ve toplumda devlete karşı
tepki oluşturabilecek yayın yapmamalıdır.
 
 – Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 58
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
 Yayın Yasakları ve DGM
İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı 18.11.2003 tarih ve 2003/2307 sayılı yazıyla
15.11.2003 tarihinde Beyoğlu ve Şişli’de meydana gelen Sinagog yanında kamyonet
kasasına yerleştirilmiş patlayıcı maddelerin infilakından beş gün sonra İstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesine, olaylarla ilgili yayınların yasaklanması için başvurmuştur. DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü hazırlık soruşturması sırasında; yazılı ve görsel yayın
organlarında Basın Yasasının 30uncu maddesine aykırı olarak yayın yapıldığını ve bu
nedenle olaylarla ilgili olarak sürdürülen hazırlık soruşturmasının selametini ihlal edici
nitelikte yayın yapılmasının yasaklanmasını Anayasanın 28inci maddesine ve Basın
Yasasının Ek 1inci maddesine göre talep etmiştir [ 17 ].
 
Bu istemini “yasal ve yerinde gören” İstanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi
2003/594 Müt. sayılı ve 18.11.2003 tarihli Müteferrik Kararı ile “yayın yapılmasının
yasaklanmasına” karar vermiştir. Gerekçesine göre ''Anayasanın 28 ve 5680 sayılı yasanın
Ek 1inci maddeleri gereğince; Yazılı, sesli ve görsel basın - yayın organlarında, yukarıda
zikredilen olayla ilgili olarak yapılan hazırlık tahkikatı içeriğine ilişkin ve hazırlık tahkikatının
selametini ihlal edecek nitelikte yayın yapılmasının yasaklanmasına,... ” karar vermiştir. Bu
karar yazılı basın olarak gazetelere ve dergilere, görsel yayın organlarından televizyonlara ve
işitsel yayın organları olan radyolara tebliğ edilmiştir. Bu, patlamalarla ilgili olarak verilmiş
olan ilk karardır.
 20.11. 2003 günü Levent semtinde kurulu HSBC Bankası ile Beyoğlu’nda İngiltere
Konsolosluğu önündeki patlamalardan sonra ikinci “yayın yasağı” gelmiştir. Bu patlamalardan
sonra İstanbul DGM C.Başsavcılığı 2003/1420 Hazırlık muhabere nolu ve 20.11.2003 tarihli
kararı ile “Yayın yapılmasının yasaklanmasına” karar vermiştir.
İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca;
 
“...meydana gelen patlamalarla ilgili olarak yazılı, sesli ve görsel basın
yayın organlarında, olay yerinin görüntüsü alınmak, ilgililerin beyan ve
mütalasının alınması ve olay yerinde yapılan çalışmaların görüntüleri ve
olayla ilgili hazırlık tahkikatına ilişkin yayın yapılması faillerin ve delillerin
tespitini engellediğinden ve hazırlık tahkikatının sağlıklı olarak yapılmasını
ihlal edecek nitelikte bulunduğundan, Anayasanın 28 ve 5680 sayılı kanunun
30 ve Ek 1inci maddeleri gereğince yukarıda belirtilen konularda yayın
yapılmasının yasaklanmasına, olayın müstaceliyeti ve gecikmesinde sakınca
bulunan hallerin mevcudiyeti sebebiyle ...”
 
– Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 59
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
karar verilmiştir. Bu karar aynı gün saat 14.30’dan itibaren televizyon, radyo ve yazılı basına
tebliğ edilmeye başlanılmıştır.
 
Onay için gönderilen DGM Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararını değerlendiren İstanbul
1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi 2003/716 Müteferrik no ve 2003/2334 Hazırlık nolu
20.11.2003 tarihli kararı ile Başsavcılık kararında değişiklik yaparak onanmasına karar
vermiştir. Kararın gerekçesine göre yine Anayasanın 28 ve 5680 sayılı Yasanın 30 ve Ek
1inci maddeleri gereğince;
 
“20.11.2003 tarihinde Beyoğlu ilçesinde ve Levent ilçesinde meydana
gelen patlamalar ile ilgili olarak yazılı, sesli ve görsel basın yayın
organlarında yukarıda zikredilen olayla ilgili olarak yapılan hazırlık
tahkikatının içeriğine ilişkin ve hazırlık tahkikatının selametini ihlal edecek
nitelikte olayla ilgili olarak faillerin ve delillerin saptanması engellendiğinden
ve hazırlık tahkikatının sağlıklı olarak yapılmasını ihlal edecek nitelikte
bulunduğundan bu hususlara ilişkin yayın yapılmasının yasaklanması
kararının bu şekilde onanmasına, ...”
 
itirazı kabil olmak üzere karar verilmiştir. Böylece 1 Nolu DGM kararı ile “olay yeri
görüntüsünün” alınması ve bu konudaki çalışmaların görüntülenmesi ve yayınlanması ve
ayrıca ilgililerin beyan ve mütalalarının alınması ve yayınlanması konusundaki Başsavcılık
kararındaki gerekçeleri kaldırmıştır.
 
Medya - Polis Polemiği [ 18 ]
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, 20 Kasım Saldırılarında şehit olan iki polis
memurunun cenaze törenleri sırasında, saldırılarda ölen 27 kişinin ölümünden medyayı
sorumlu tutmuş ve aşağıdaki açıklamayı yapmıştır ;
 
“Eğer sorumsuzluk olmasaydı, şu anda bu şehitlerimiz burada
yatmıyordu. Şehit vermeyecektik. 27 vatandaşımız ölmeyecekti. Ancak
sorumsuz yapılan bu yayınlar, özgür basın adına, maalesef 27
vatandaşımızın ölmesine sebep olmuştur. Yakalamak üzereydik. Takip
etmek üzereydik. Şu anda buradaki şehitlerimize tören yapmıyor olacaktık.
Bunun için mutlaka Basın Yasası’nda bazı değişikliklerin olması lazım Sayın
Başbakanım”
 
Bunun üzerine, halkın gözleri önünde, medya ve polis arasında ciddi bir soğukluk
yaşanmıştır. Cerrah’ın açıklamasının hemen ardından, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi
 
 – Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 60
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
yaptığı açıklamayla medyayı savunmuş ve medya ile polis arasındaki uçurum daha da fazla açılmıştır.
 
“Sayın Cerrah galiba yerini karıştırıyor. Bir Emniyet Müdürü’nün
basının özgürce görev yapmasının kısıtlanmasını talep etmesi önce
konumunu ve haddini bilmediğini gösterir. Kaldı ki söylediklerinin sorumluluk
duygusu olan bir Emniyet Müdürü’nün ağzından çıkması mümkün değildir.
Çünkü Sayın Cerrah, ‘Failleri de uzantılarını da tespit ettik. Ama basın onları
deklare edince yakalayamadık ve ikinci terör eylemleri gerçekleşti” derken
unutuyor : Dediği doğru olsa, ikinci eylemin failleri deşifre edilince
yakalanmaktan korkup eylemden vazgeçerlerdi. Görüldüğü gibi dediğinin
mantıkla zerre kadar ilgisi yok. Kaldı ki medyayı kamuoyuna bilgi verdiği için
suçlayacağına İstanbul’da görev yaptığı bir yıl içinde medyaya sürekli ve
sağlıklı bilgi nasıl verilir sorusuna yanıt arasa, işleyen bir mekanizma kursa,
verdiği sağlıklı ve açık bilgilerle medyanın güvenini kazanmış olsaydı, bugün
şikayet ettiklerinin hiçbiri meydana gelmezdi. ABD’yi örnek gösterenler,
orada medya ile kamu kurumları arasındaki ilişkinin böyle yürüdüğünü
öğrensinler.
 
Üçüncüsü... Eğer 27 kişinin öldürülmesinden medyayı sorumlu tutmak
mümkünse, yeterince istihbarat yapamayan, bu eylemlere zamanında engel
olamayan Celalettin Cerrah’ın baş sorumlu olması gerekir.
 
Sayın Cerrah kendi işini doğru yapsın yeter. Basına karışmak onun
boyunu aşar.”
 
 Medyanın Deklarasyonu
29 Kasım 2003 günü Oktay Ekşi yaptığı basın toplantısında, kamuoyuna bir duyuruda
bulunmuştur. Buna göre, medya yöneticileri kendi aralarında ortak bir metin hazırlayarak,
 
“Ülkemizi hedef alan kitlesel terör olayları ve onların kaçınılmaz olarak yol açtığı yayınların
acaba daha iyi bir hizmet şekline dönüşmesi nasıl olur?” sorusuna yanıt aradıklarını ifade
etmişlerdir [ 19 ], [ 20 ]. Duyuru ve deklarasyon metni şöyledir ;
 
“ Kamuoyuna Duyuru, 29 Kasım 2003 “
 
Son günlerde ülkemizi de hedef alan ve 50’yi aşkın insanın yaşamını
kaybetmesine, en az 700’ünün de yaralanmasına sebep olan kitlesel boyutlu
terör olayları karşısında;
 
 – Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 61
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
• Özgürlüğümüzden ödün vermeyen,
• Terör odaklarının amaçlarına hizmet etmeyen,
• Kamuoyunu gerçeklere bağlı ve tam olarak bilgilendiren, bir
yayıncılık anlayışını nasıl sürdürebiliriz sorusuna yanıt arayan biz gazeteciler
ve Basın Konseyi Yüksek Kurul üyeleri, aşağıdaki hususlarda görüş birliğine
vardığımızı kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.
Medya Kuruluşlarının Sorumlulukları
 
Bu deklarasyon altına imza atan medya organları ve gazeteciler;
 
1. Terör örgütlerinin, yaptıkları eyleme ilişkin, propaganda niteliği
taşıyacak açıklamalarını veya amaçlarına hizmet edecek
görüşlerini yayınlamamak,
2. Teröristleri ve terör örgütlerini, toplumun belli kesimlerine
bağlayıcı ve suçlayıcı sıfatlar kullanmaktan kaçınmak,
biliniyorsa örgütün adını vermek, daha sonra da o örgütün
amacı, niteliği, tarihçesi hakkında gerekli asgari boyutta bilgiyi
kullanmak,
3. Teröristler hakkında “gerilla, militan” gibi aklayıcı veya yüceltici
sıfatlar kullanmaktan kaçınmak,
4. Özellikle toplumsal boyutları önem taşıyan olaylarda, can kaybı
ve benzeri konularda haberin kaynağı konusunda, kamuoyuna
mümkün olduğunca açık bilgi vermek,
5. Kamuoyunda travmatik etki yaratabilecek, kamu vicdanını ve
(şiddet kurbanları ve kurban yakınlarınınkiler de dahil) kişilik
haklarını rencide edecek görüntü, fotoğraf ya da haber
yayınlamaktan kaçınmak,
6. Şiddet unsurları barındıran ya da şiddetin sonucunu gösteren,
ancak haber değeri taşıdığı için yayınlanması zorunlu görülen
görüntüler sözkonusuysa, televizyonlarda, yayın akışının fırsat
verdiği ilk anda, izleyiciyi -özellikle de ekran başında olabilecek
çocuk ve ergenler düşünülerek- uyarmak,
– Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 62
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
7. Toplumsal boyutları önem taşıyan olayları, olabildiğince
deneyimli muhabir, kameraman ve foto-muhabirleriyle izlemeye
özen göstermek yönünde, azami duyarlılık ve çaba göstermeyi
kabul ederler.
Kamu Kuruluşları ve Yetkililerden Taleplerimiz
 
Bu deklarasyonda yer alan medya organları ve gazeteciler
 
1. Medya kuruluşlarına hızlı, düzenli ve sürekli bilgi akışının
sağlanmasını
2. Yetkililerin, özellikle toplamsal boyutu büyük olaylarda
kamuoyunun hızla bilgiye ulaşma ihtiyacını dikkate alarak,
zaman geçirmeden belli aralıklarla habercilerin karşısına
çıkmasına özen gösterilmesini,
3. Özellikle kriz anlarında, medya mensuplarına düzenli çalışma
olanağı veren Basın Merkezi türü ortamların sağlıklı
çalışmasının sağlanmasına özen gösterilmesini
4. Medya kuruluşları aracılığıyla kamuoyunu aydınlatmaya yönelik
bu sistemlerin “bilgileri saklamak” için değil, “kamuoyunu
olabildiğince genişşekilde bilgilendirmek” amacıyla işletilmesini
Kamu kuruluşlarından ve yetkililerden talep ederler.
Hukuki Sorunlar
 
Bu deklarasyonda yer alan medya organları ve gazeteciler,
 
Yayın yasağıyla ilgili İstanbul DGM kararıyla, savcılık kararı ve
DGM’nin bununla ilgili kararı Anayasa’nın 28, Basın yasasının 30 ve Ek
Birinci Maddelerine açıkça aykırı olduğu gibi, basından sorumlu Devlet
Bakanı Beşir Atalay’ın olaylara ilişkin yayın yasağı da (4756 sayılı yasayla
değişik) 3984 sayılı yasanın 25 ve Anayasa’nın 28inci maddesine aykırı
olduğunu vurguluyoruz. Yasaya, hukuka ve demokrasiye aykırı bu yasaklara
karşı mücadeleye kararlı olduğumuzu belırtiyor, özellikle hükümeti, basın
(iletişim) özgürlüğü konusunda duyarlı ve hukuka uygun davranmaya
çağırıyoruz. Unutmayalım ki, demokratik toplum düzeninde hukuka uygun
 
 – Medyanın Rolü ve Etkin Kullanımı - 63
 
İstanbul Teknik Üniversitesi 15 & 20 Kasım 2003 Terörist Saldırıları
 
Afet Yönetim Merkezi Afet Yönetimi Değerlendirmesi ve Öneriler
 
olan, yayın yapılmasının yasaklanması değil, yayın yasaklarının
yasaklanmasıdır.
 
Medya Kuruluşları Arasında Kurumsal İşbirliği
 
Bu deklarasyonda imzası bulunan medya organları temsilcileri ile
bireysel gazeteciler, 15 Kasım’da meydana gelen sinagog saldırılarıyla
başlayan süreçte yaşanan sorunları da dikkate alarak
 
1. Toplumsal boyutu büyük, krizli durumlarda, özellikle de
yetkililerden gelen yayınlara ilişkin talep ve kısıtlamalar
konusunda, Basın Konseyi’nin hukuki konulardaki birikiminden
yararlanmak,
2. Benzer krizli durumlarda, yetkili yöneticilerini ilk fırsatta Basın
Konseyi öncülüğünde biraraya getirerek ortak tavır oluşturmaya
çalışmak,
3. Bu deklarasyonda “Medya Kuruluşlarının Sorumlulukları” başlığı
altında dile getirilen konularda, bireysel olarak gazetecilere, belli
medya kuruluşlarına ya da genel olarak medyaya yönelik, ister
yayın yoluyla ister Basın Konseyine yazılı başvuruda bulunarak
yapılmış bir şikayet yahut suçlama vuku bulduğunda, Basın
Konseyi’nin “acil mesele” olarak ele alacağı ve yerleşik
kurallarına göre yapacağı değerlendirme ve alacağı kararı
dikkate almak konusunda görüş birliğine varmışlardır.

 

 
 
  Bugün 8 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol